SİGORTA SÖZLEŞMESİ BAKIMINDAN SURİYE’DE YAŞANAN BİR HALK AYAKLANMASI MI? YOKSA SAVAŞ MI OLARAK KABUL EDİLMELİDİR?
Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nda savaş haline dair çeşitli hükümler bulunmaktadır. Ancak savaşın sigorta sözleşmelerine etkilerine dair her hangi bir düzenleme TTK’da mevut değildir. Savaşın birçok yönü vardır. Bunlardan en önemlisi de taşıma sektörüne olan olumsuz etkisidir. Deniz sigortaları bakımından savaş rizikosunun büyük öneme sahip olduğu bilinmektedir. Deniz yoluyla taşınan yükler Türkiye içinde genellik olarak “Emtia Nakliyat Sigortası[1] ile teminat altına alınmaktadır.
Yük sigortası GŞ’na dair konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir. Emtia Nakliyat Sigortasına göre, sigortalı malların fırtınadan, geminin batmasından veya karaya vurmak veyahut kaya veya sığlığa bindirmek gibi haller neticesinde tamamen veya kısmen harap olmasından, oturmadan, çatışmadan, sabit, seyyar veya sabit bir cisme (buz dahil) çarpmasından, malın denize atılmasından, yangından, infilaktan, kaptan ve gemi adamlarının barataryasından yükleme, aktarma veya boşaltma ameliyeleri esnasında bir veya birden çok dengin düşmesinden ve genel olarak deniz kaza ve tehlikelerinden gelebilecek her türlü zıya veya hasarlar, bu poliçe ile tespit olunan şartlar dahilinde, sigortacıya aittir.
Emtia Sigortası GŞ’larda savaş hali de düzenlenmiştir. GŞ m. 2 göre: İğtinam (yağmalama), zabtü müsadere (devlet tarafından el konulma), hapsü tevkif (gözaltına almak, alıkoymak ve tutuklamak), mümanaat (mani olma, engelleme, set çekme) veya alıkoyma ile bunların veya bunlara matuf (bir yöne eğilmiş, atfedilmiş, yöneltilmiş) her türlü teşebbüslerin neticeleri, kezalik muhasematın (hasımlık, hasım olma durumu) veya harp mahiyetinde harekatın (harp ilan edilmiş olsun, olmasın) neticeleri sigortanın dışındadır. Ancak bu hüküm muharip bir devlet tarafından veya muharip bir devlet aleyhine vaki hasmane (düşmanca) bir fiile doğrudan doğruya (ve alakalı geminin veya çatışma halinde bu çatışmaya karışmış olan diğer herhangi bir geminin yapmakta olduğu sefer veya hizmetin nev'i veya mahiyetinden müstakil olarak) ika (yapma, etme) edilmiş olmadıkça çatışmayı, (mayın veya torpilden başka) sabit veya sabih (suda yüzen) bir cisimle teması, oturmayı, fırtına ve yangını sigorta dışında tutmaz; ve bu hüküm bakımından, bir devletle iştirak halinde olan ve emrinde deniz, kara veya hava kuvvetleri bulunduran herhangi bir otorite dahi devlet tabirinin şümulüne (kapsamına) girer.
Bundan başka, emtia nakliyat sigortası gereğince iç harp, ihtilal, isyan, ayaklanma veya bunlardan doğan iç kargaşalıkların neticeleri ve korsanlık da sigortanın dışındadır. Her halde sigorta edilen mallara mayın, torpil, bomba ve sair harp silahlarının ika edeceği ziya veya hasarlar sigortaya dâhil değildir.
Savaş halinde, savaş nedeniyle yükün zıya ve hasar görmesi halinde poliçeye bakılacaktır. Eğer savaş klozları dâhil edilmişse "deniz sigortası" terimi hem deniz tehlikelerini hem de savaş riski tehlikelerini de içerir. Savaş Sigortası, savaş fiillerinden kaynaklanan hasarları kapsar; ayrıca istila, ayaklanma, isyan, grev, devrim, askeri darbe, terör gibi olaylardan kaynaklanan kayıplara karşı finansal koruma sağlayan bir sigorta poliçesidir. Savaş riski sigortası, içerdiği yüksek riskler nedeniyle standart sigorta poliçelerinin dışında tutulduğu için ayrı bir poliçe olarak sunulmaktadır. Yüksek riskli ülkelerde faaliyet gösteren işletmeler ve bireyler, savaş riski sigortası için iyi adaylardır. Savaş riski sigortası, sigorta şirketlerinin hasarları doğru bir şekilde tahmin edememesi ve dolayısıyla uygun primler talep edememesi nedeniyle genellikle standart poliçelerden hariç tutulur.
Açık Deniz Sigortaları (Ocean Marine Insurance), dünyayı dolaşırken gemiyi, kargoyu, yolcuları ve mürettebatı korumak için tasarlanmış çeşitli teminatlardır. Deniz sigortası, gemilerin, okyanus kargolarının, terminallerin ve malların transfer edildiği veya çıkış noktaları ile nihai varış noktaları arasında herhangi bir yükün kaybolması veya hasar görmesi için teminat sağlar. Çoğu açık deniz sigortası poliçesi genellikle tekne sigortası, kargo kapsamı, navlun kapsamı ve yasal sorumluluk sigortasını içerir. Her biri işletmenizi farklı risklerden korur. Deniz sigortası -veya açık kargo sigortası- hem yabancı hem de yerel sularda gemide yasal olarak taşınan mallar için teminat sağlar. Kapsam, malların gemiye yüklendiği andan itibaren nihai varış yerlerine teslim edildiği ana kadar devam eder. Tüm sigorta şirketleri, savaş, grev, isyan ve halk ayaklanması gibi öngörülemeyen durumları kapsamaz.
Deniz sigortaları küreselleşen dünya ticaretinde özellikle taşıma hukukunun vazgeçilmez bir parçasıdır. Bununla beraber deniz ticareti ve sigorta hukukunun küresel bir nitelikte olması nedeniyle, ağırlıklı olarak Uluslararası Kurallara, özellikle de İngiliz Hukukuna tabi olmaktadır. İngiliz Sigorta Kanunu hükümleri ve teamül hukuku, prensip ve ilkeleri ile mahkeme içtihatları bu alanda müştereken uygulanmaktadır. Türk Hukukunun da bundan uzak kalması mümkün olmamıştır.
Diğer sigorta branşlarında olduğu gibi savaş ve benzeri durumlar, tekne sigortalarında da teminat dışında bırakılmıştır. Ancak riskli bölgelere sefer yapacak gemilere savaş primi karşılığında savaş ve benzeri rizikolar teminat altına alınırlar. Gemi, savaş alanına (veya bunun yürürlüğe girdiği hariç tutulan alana) girdiğinde, savaş riski sigortası standart deniz sigortasının yerini alır; sigortacılar bunun farkında olmalıdır. Savaş riski teminatı, gemi savaş riski alanının dışına çıktığında sona erer, dolayısıyla bir geminin sadece nispeten kısa bir süre için savaş sigortasına ihtiyacı olabilir. Gemi sahipleri, savaş riski teminatını oldukça hızlı bir şekilde ve genellikle 48 saat içinde iptal edebilirler.
Sözleşmeye ayrıca eklenen[4] Ensititü Savaş Klozu birinci maddeye göre[5], savaş, iç savaş, devrim, isyan, ayaklanma veya bunlardan kaynaklanan iç çekişme veya savaşan bir güç tarafından veya ona karşı herhangi bir düşmanca eylem; bu risklerden ve bunların sonuçlarından veya bunlara yönelik herhangi bir girişimden kaynaklanan nöbet tutuklama kısıtlama veya alıkoyma; sahipsiz mayınlar, torpidolar, bombalar veya diğer sahipsiz savaş silahlar da teminat kapsamındadır[6].
Savaş kavramı, kural olarak devlet veya ulus içerisindeki rakip siyasal güçler arasında gerçekleşen, açık ve ilan edilmiş silahlı çatışmaları ifade etmek için kullanılmaktadır. Açıkça ilan edilmiş olsun veya olmasın, bütün savaşları düzenlemeyi amaçlayan “savaş hukuku”, savaşan ülkelerin birbirleriyle ve savaşa katılmayan ülkelerle olan ilişkilerini düzenlemekte, ayrıca bireylerin savaştaki hak ve sorumluluklarını belirtmektedir. Savaş hukukunun faydası, savaş sebebiyle yapılması gereken askeri eylemler ile insancıl gereklerin bağdaştırılmasına çalışılmasıdır. Savaş hukukunun amacı ise, savaşın sebep olduğu vahşeti olabildiğince en az düzeye indirmektir[8].
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre savaş, devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk, cidal demektir[9]. Savaş hukuken de devletlerarasında silahlı bir mücadele olarak tanımlanmaktadır[10]. Dolayısıyla iki devlet söz konusu olmadığından Suriye’de yaşanan bir savaş ya da savaş hali olarak kabul edilemez.
Bu durumda iç savaş veya sivil savaşın anlamına bakmak gerekir. 2010 yılının son aylarında Ortadoğu’da yaşanan halk eylemleri, birçok kimse için şaşırtıcı bir sürecin de başlangıcı oldu. Tunus’ta başlayan halk isyanları; Mısır, Libya, Suriye’ye yayılmış, kendi sınırlarını aşarak birbirinden farklı sonuçlar doğurmuştur. 2011 yılının Mart ayından beri Suriye’yi kasıp kavuran Halk isyanları, Tunus, Mısır ve Libya’da siyasi rejimi devrilmiş, eylem Suriye’de ise halen devam eden ve milyonlarca kişinin ölümüne yol açan bir eyleme dönüşmüştür. Ortadoğu’da olup bitenler birçok ülke için beklenmedik ve tahmin edilemeyen bir olaylar zinciri halini almıştır[7].
İç savaş genel bir tanım uyarınca bir ülkenin insanlarının çeşitli etnik veya dini gruplar altında organize olarak birbirleriyle yaptıkları silahlı çatışmalara verilen genel isimdir. Bu çatışmalar genelde ortak yönleri olmasına rağmen her ülkenin kendine has kültürel ve siyasi yapısı nedeniyle çoğunlukla öznel bir yapıya sahiptir.
İç savaş her ne kadar bir ülkenin içindeki grupların silahlı çatışması olarak tanımlansa da ülke içindeki her silahlı çatışma iç savaş değildir. Örneğin devletin ayrılıkçı bir grupla ya da rejim karşıtı hareketlerle yapacağı çatışmalar iç savaş sayılmaz. Ancak bazı ayrılıkçı hareketlerin ufak çaplı bir isyan olarak başlayıp ülkenin geneline yayılması ile çatışmanın bir iç savaşa dönüştüğü de olmuştur. Bir çatışmanın iç savaş olarak kabul edilebilmesi için bu çatışmanın ülkenin genelinde etkili olması, ülkedeki mevcut devletin ya politik gruplar arasında parçalanması ya da ülkenin bir kısmında hâkimiyetini yitirmesi gerekmektedir. Örneğin İspanya iç savaşında, İspanya Devleti, Cumhuriyetçiler ve Milliyetçiler arasında ikiye bölünmüşken; Suriye iç savaşında, Suriye Devleti bünyesinden bazı unsurların ayrılmasına rağmen ayakta kalmış ancak ülkenin bir kısmında da hâkimiyetini kaybetmiştir.
İç savaşlar hemen her zaman iç savaşa giren ülkeye diğer ülkelerle yapılan savaşlardan daha fazla zarar vermiştir. Bunun en önemli nedeni, ülkenin kendi yapısının kendi içinde giriştiği bir mücadelenin diğer ülkelerle giriştiği mücadelelere nazaran tedavisinin çok daha zor olmasıdır. Tarihte iç savaşlar çoğu zaman ya rejim değişikliğiyle ya da bölünmeyle sonuçlanmıştır.
6762 sayılı eski TTK’nın ilgasından önce de taraflar yük sigorta sözleşmelerine, genellikle yabancı hukuka özellikle de İngiliz Hukuku’na tabi olarak yapmaktaydılar. Deniz sigortaları hükümlerini tamamen yürürlükten kaldıran 6102 sayılı TTK gereğince de aynı surette Türk sigortacıların sigortaladığı sözleşmelerde ve İngiliz 1906 MIA Hukuku ve Enstitü Klozları ile devam edilmekte, bu klozlar sözleşmeye eklenmektedirler. TTK ve kanundaki emredici kurallara aykırı olmaması şartıyla, Sigorta Enstitü Yük Klozları (Institute Cargo Clauses) (A, B ya da C)’ye göre sigorta sözleşmesi yapılmaktadır[2]. Yük sigortası diğer sigorta türlerinden farklı olarak grev ve savaş rizikoları farklı projelerle düzenlenmektedir[3].
Sonuç olarak, eğer Enstitü Yük Klozları sözleşmeye eklenmiş ve bunlar ayrıca Enstitü Savaş Klozunu da kapsıyorsa bu durumda sigortacı İç Savaş olduğu gerekçesi ile sigorta tazminatını ödemekten kaçınamayacaktır.
[1] 01.01.1953 tarihli yük sigortası Genel Şartları (GŞ), Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır.
[2] Ali Akşener, Emtia Nakliyat Sigortaları, TSEV 11, <https://www.oaib.org.tr/files/downloads/Emtia%20Nakliyat%C4%B1%20Sigortalar%C4%B1.pdf>, Erişim Tarihi: 15.05.2023; M. Fehmi Ülgener, Deniz Sigortacısının Sorumluluğu –Causa Proxima-, (1st edn, Der Yayınları 2021) 69.
[3] M. Fehmi Ülgener, Taşıyanın Sorumsuzluk Halleri, B. 1, Der Yayınları 1991, s. 303.
[4] Carmen Vicente, War Risk Insurance, Neptunus Law Review, (1995), 1(4), <https://shs.hal.science/halshs-03290863/document>, Erişim Tarihi: 04.05.2023. s. 3.
[5] Vicente, s. 3.
[6] Institute War Clauses (Cargo), https://www.if-insurance.com/globalassets/industrial/files/marine-cargo/institute-clauses/institute-war-clauses-cargo-2009.pdf, Erişim Tarihi: 10.05.2023; Savaş Risk Sigortasının tarihçesi için bknz. Carmen Vicente, 1 vd. <https://shs.hal.science/halshs-03290863/document>, Erişim tarihi: 04.05.2023.
[7] Muhammed Eren Özorpak, Marmara Üniversitesi, Orta Doğu Ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü Ortadoğu Sosyolojisi Ve Antropolojisi ABD, Birikim Dergisi Çerçevesinde Türk Solu Ve Arap Baharı, Yayımlanmamış YL Tezi, İstanbul 2019, s. 2, https://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/221779?show=full, Erişim Tarihi: 30.11.2023.
[8] M. Yasin Aslan, Savaş Hukukunun Temel Prensipleri, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, s. 235,chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2008-79-470, Erişim Tarihi: 30.11.2023.
[9] TDK Sözlük, https://sozluk.gov.tr/, Erişim Tarihi: 29.04.2023; Abluka (Blockade), Fiili savaş (Actual War), Savaş hareketi (Act of war), Savaş tehdidi (Threatened war), Hasmane hareketler (Hostility Hostility), Savaş benzeri hareket (Warlike operation), Mayın döşemesi (Laying of mines), İç savaş (Civil war), Devrim (Revolution), Ayaklanma (Rebellion), Dâhili karşılık (Civil commotion), Sabotaj (Sabotage), Deniz haydutluğu (piracy), Kötüniyetli hareketler (malicious acts), Hacı Kara, Deniz Ticareti Hukuku, B. 1, Onikilevha Yayınları, İstanbul 2020, s. 467.
[10] Vicente, s. 3.