Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından, yeni ZMSS Genel Şartları'ndaki düzenlemeler gereği, kazada tam kusurlu olan desteğin bu kusurunun davacılara da yansıyacağı ve davacıların talep ettiği zararın teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C. 10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar'ın C. 11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut olayda; desteğin sürücüsü olduğu araç ile seyri sırasında 07. 11. 2007 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucu vefat ettiği; poliçenin düzenlenme tarihinin ise 17. 02. 2007 tarihi olduğu görülmektedir. Davacı eş ve çocuklar, tek taraflı kazada hayatını kaybeden ve tam kusurlu olan sürücü desteğin kendi zorunlu mali mesuliyet sigortasından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Davalı . . . şirketi tarafından düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve bitiş tarihleri 17. 02. 2007- 17. 02. 2008 tarihleri olup, davalı . . . şirketinin sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları'na göre değil, 12. 08. 2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'na göre belirlenecektir. 01.06.2015 tarihli yeni ZMSS Genel Şartları'nın yürürlüğünden önce meydana gelen trafik kazalarındaki ölümler bakımından, HGK'nın 15. 6. 2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nın 22. 2. 2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK'nın 16. 1. 2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, davacıların talebinin ve iddia ettiği zararın ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayandığı; davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan ve doğrudan kendileri üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı ilkeleri gözetilmelidir. Bu sebeplerle; desteğin davaya konu tek taraflı trafik kazasındaki kusurunun davacıların talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatına etki etmeyeceği de dikkate alınarak, davalının tazminattan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, zararın teminat dışı olduğu kabulüne dayanan kararın bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından, kazada tam kusurlu olan desteğin bu kusurunun davacılara da yansıyacağı ve davacıların talep ettiği zararın teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C. 10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar'ın C. 11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut olayda; desteğin sürücüsü olduğu araç ile seyri sırasında 29. 09. 2011 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucu vefat ettiği ve davalı . . . 'na husumet yöneltilmesine neden olan aracın kaza tarihinde trafik sigortasının bulunmadığı görülmektedir. Davacı anne ve baba, tek taraflı kazada hayatını kaybeden ve tam kusurlu olan sürücü desteğin idaresindeki aracın trafik sigortasının bulunmaması nedeniyle davalı . . . 'ndan destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Davalı . . . 'na husumet yöneltilmesine neden olan kazanın tarihi 29. 09. 2011 olup, davalının sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları'na göre değil, 12. 08. 2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'na göre belirlenecektir. 01.06.2015 tarihli yeni . . . Genel Şartları'nın yürürlüğünden önce meydana gelen trafik kazalarındaki ölümler bakımından, HGK'nın 15. 6. 2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nın 22. 2. 2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK'nın 16. 1. 2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, davacıların talebinin ve iddia ettiği zararın ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayandığı; davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan ve doğrudan kendileri üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı ilkeleri gözetilmelidir. Bu sebeplerle; desteğin davaya konu tek taraflı trafik kazasındaki kusurunun davacıların talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatına etki etmeyeceği de dikkate alınarak, davalının tazminattan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, zararın teminat dışı olduğu kabulüne dayanan kararın bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.
Dava, ölümlü tek taraflı trafik kazası nedeniyle ölenin yakınlarının, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45/2. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53/3. ) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı ve defin gideri tazminat istemine ilişkindir. Davacılar desteğinin davalı . . . şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü iken 08. 03. 2008 tarihinde gerçekleşen tek taraflı kazada, asli ve tam kusurlu olarak kendi kusuru sonucunda öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kaza ve poliçe tarihi itibari ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükte olduğu açıktır. Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı . . . , işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı . . . şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir (HGK’nın 15. 6. 2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nın 22. 2. 2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca). Bu nedenle, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddi ile diğer itirazlarının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın kabulü ile başvurunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle BOZULMASINA oy birliğiyle karar verildi.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından, kazada tam kusurlu olan desteğin bu kusurunun davacılara da yansıyacağı ve davacıların talep ettiği zararın teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C. 10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar'ın C. 11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut olayda; desteğin sürücüsü olduğu araç ile seyri sırasında 05. 11. 2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucu vefat ettiği; poliçenin düzenlenme tarihinin ise 19. 04. 2012 tarihi olduğu görülmektedir. Davacı anne, baba ve çocuk, tek taraflı kazada hayatını kaybeden ve tam kusurlu olan sürücü desteğin kendi zorunlu mali mesuliyet sigortasından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Davalı . . . tarafından düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve bitiş tarihleri 19. 04. 2012- 19. 04. 2013 tarihleri olup, davalı . . . şirketinin sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları'na göre değil, 12. 08. 2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'na göre belirlenecektir. 01.06.2015 tarihli yeni ZMSS Genel Şartları'nın yürürlüğünden önce meydana gelen trafik kazalarındaki ölümler bakımından, HGK'nın 15. 6. 2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nın 22. 2. 2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK'nın 16. 1. 2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, davacıların talebinin ve iddia ettiği zararın ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayandığı; davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan ve doğrudan kendileri üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı ilkeleri gözetilmelidir. Bu sebeplerle; desteğin davaya konu tek taraflı trafik kazasındaki kusurunun davacıların talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatına etki etmeyeceği de dikkate alınarak, davalının tazminattan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, zararın teminat dışı olduğu kabulüne dayanan kararın bozulması gerekmiştir. 2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacılar vekilinin vekalet ücretlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.
Dava, ölümlü tek taraflı trafik kazası nedeniyle ölenin yakınlarının, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45/2. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 53/3. ) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar desteğinin davalı . . . şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü iken 20. 02. 2013 tarihinde gerçekleşen tek taraflı kazada, asli ve tam kusurlu olarak kendi kusuru sonucunda öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kaza ve poliçe tarihi itibari ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükte olduğu açıktır. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı . . . , işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı . . . şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nın 15. 6. 2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nın 22. 2. 2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca) Bu nedenlerle, mahkemece toplanan deliller değerlendirilerek davacı tarafın destek zararının ne olduğu tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Diğer taraftan, mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk hüküm, davalı . . . şirketinin kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı, davacı mirasçıların 3. kişi olmadığı, talebin teminat dışı olduğuna dair temyiz itirazlarının reddi ile murisin gelirine dair temyiz itirazları kabul edilerek bozulmuş; mahkemece de, bozma doğrultusunda gelir araştırması yapılmasına karşın davacı tarafın usulü kazanılmış hakkı ihlal edilerek davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmesi yönünden de isabetli değildir. Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar vekili, meydana gelen kazada desteğin öldüğünü açıklayıp destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince, müteveffanın kendi müteraffık kusuruyla kazaya ve ölüme sebebiyet verdiğinden yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmelerinin hukuken mümkün bulunmadığı, sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların, kendi kusurlarından yararlanamayacaklarından davanın reddine karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; murisin aracı kullanırken tek taraflı ve kendisinin tam kusuru ile meydana gelen eyleminin TCK’nin 179. maddesinin ikinci paragrafında tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu, bu nedenle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, trafik güvenliğini tehlikeye sokma eylemiyle ilgili ceza davasının TCK'nın 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu; olayın 20. 09. 2006 tarihinde meydana gelmiş ve davanın 09. 09. 2016'da, olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra açılmış olması nedeni ile somut olayda zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Anılan karar hatalı olup bozmayı gerektirmektedir. Şöyle ki; Somut olayda kaza 09. 09. 2006 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacıların desteği vefat etmiştir. Bir kişinin ölümüyle sonuçlanan söz konusu trafik kazası 5237 sayılı TCK'nin 85/1. maddesi kapsamında bir fiil niteliğindedir ve sürücü/davacıların desteğinin vefat etmiş olması ve murisin kusurlu olması sonuca etkili değildir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, bu zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, eldeki davada zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı . . . şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu, davalı . . . şirketinin desteğin ölümü ile ortaya çıkan zarardan sorumlu olacağı (HGK’nın T. 15. 06. 2011, E. 2011/17-142 ve K. 2011/411; HGK’nın T. 22. 02. 2012, E. 2011/17-787 ve K. 2012/92, HGK’nın T. 16. 01. 2013, E. 2013/17-1491 ve K. 2013/74 sayılı vs. ilamları uyarınca) gözetilerek tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle kararının BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacılar desteğinin idaresindeki araç ile ZMSS poliçesi bulunmayan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda davacılar desteği vefat etmiş olup, trafik kazası tespit tutanağında; davacılar desteği İbrahim Arslan kusursuz, ZMSS poliçesi bulunmayan araç sürücüsü tam kusurlu bulunmuştur. Dava konusu kazaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında trafik kaza tespit tutanağı dikkate alınarak ve kazaya neden olan sürücülerinin kaza sonrasında vefat etmiş olmaları nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece de ayrı bir kusur raporu alınmamış, ZMSS'si bulunmayan araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek bu doğrultuda karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda, mahkemece, kusur durumlarının belirlenmesi hususunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; davacıların murisi . . . sevk ve idaresindeki tescil plakası olmayan motosiklet ile dava dışı . . . sevk ve idaresindeki sigortasız . . . plâkalı çekiciye bağlı . . . plâkalı römorkun 23/06/2015 tarihinde çarpışması şeklinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacıların murisi . . . hayatını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde davacılar murisinin tam kusurlu olduğu, davacılar vekilince murislerinin sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletin kazaya neden olması üzerine motosikletin sigortasının da bulunmamasından dolayı Güvence Hesabından tazminat talep edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan baba . . . ile anne . . . n; üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılıKarayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği sürücü . . . sevk ve idaresindeki tescilsiz araç ile 23/06/2015 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Güvence Hesabının sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Ölen . . . sürücüsü konumunda bulunduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacıların destek tazminatı talep etme hakları olmadığından "Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 tarih ve 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Mahkemece verilen kararın kaldırılarak, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi (HMK m. 353/1-b/2), Mahkemece verilen kararın kaldırılması gerekçesine göre davacı vekilinin istinaf talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. Gerekçe uyarınca İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 21/11/2017 tarih ve 2016/851 E. , 2017/1023 K. sayılı kararına karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin KABULÜNE, istinaf talebi ile ilgili olarak karar verilmesine YER OLMADIĞINA oy birliğiyle karar verildi.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlar'ın değişik A. 6. maddesi (d) bendi uyarınca "destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin" teminat dışı bırakılması karşısında davacının desteğinin sürücüsü olduğu . . . . . . . . . plakalı aracın ZMMS poliçesinin tanzim tarihi 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlar'dan sonra ise davacının bu poliçeye dayanarak davalıdan desteğin olayda tam kusurlu olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunamayacağı düşünülmüştür. Ancak, asli ve tam kusurlu desteğin sürücüsü olduğu . . . . . . . . . plakalı araca ilişkin ZMMS poliçesi dosyada bulunmamaktadır. Bu itibarla sözü geçen araca ilişkin kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesi varsa getirtilip düzenleme tarihinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlar'dan sonra olup olmadığının tespiti ile davalının hukuki durumunun buna göre belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olduğu düşünülmüştür. Açıklanan sebeplerle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
17/03/2016 olay tarihinde davacının desteği . . . sürücüsü, davalının ise ZMMS sigortacısı (27/11/2015-27/11/2016) olduğu . . . plaka sayılı araç ile tam kusurlu olarak yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiği, bu nedenle davacının eşinin desteğinden yoksun kaldığı anlaşılmıştır. Yapılan değerlendirilmede; Davacıların murisi . . . sürücüsü, davalının ZMMS sigortacısı (poliçe başlangıç tarihi 27/112015- bitiş tarihi 27. 11. 2016) olduğu sigortalı . . . plaka sayılı araç ile tam kusurlu olarak 17/03/2016 tarihinde yaptığı kazada vefat ettiği, davacıların murisin desteğinden yoksun kaldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği sürücü . . . sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 17/03/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 27/11/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından "Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" uyarınca davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeninde hüküm kurulması sonuç ve kanaatine varılmıştır. Gerekçe uyarınca istinaf talebinin KABULÜNE, Davacının davasının esastan REDDİNE KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
4) İstanbul BAM 8. HD, E. 2020/1419, K. 2020/3354 ve T. 24. 09. 2020
İstinaf nedenleri; poliçenin düzenlenme tarihinin, Karayolları Trafik Kanununu 90 ve devamı maddelerinde 6704 sayılı yasa ile 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten önce olması nedeniyle 01/06/2015 tarihinde Genel Şartlarda yapılan değişikliğin bağlayıcı olmadığının göz ardı edilmesi sonucunda, yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet olmadığı hususlarına ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı . . . nezdinde başlangıç tarihi 30/10/2015 olan bitiş tarihi ise; 30/10/20016 bulunan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan . . . plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan . . . 'ın kusuru neticesinde 17/04/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği ve sürücü . . . 'ın aynı zamanda aracın işleteni olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan davacı eş ve çocuklar ile davacı anne ve babanın üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendilerine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacıların desteğin sürücüsü-işleteni olduğu aracın ZMM Sigortacısı olan davalı şirketten destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği sürücü . . . 'ın kendisine ait, sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 17/04/2016 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı . . . şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 25/05/2016 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücüsü-işleteni . . . 'ın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına ve Genel Şartlar davalının sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçenin ayrılmaz bir parçası olup genel işlem koşulu niteliği de taşımadığından "Yargıtay 17. hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 karar sayılı emsal içtihadı" davacıların destek tazminatı talep etme hakları bulunmadığı görüşünden hareketle yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilememiş olup davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir. Gerekçe uyarınca; ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı . . . nezdinde başlangıç tarihi 22/08/2016, bitiş tarihi ise; 22/08/2017 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan . . . plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan . . . tam kusuru neticesinde 26/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan davacıların üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği sürücü . . . sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 26/12/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı . . . şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 22/08/2016 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakları olmadığı bulunmadığı "Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" davacıların başvurusunun reddine karar verilmesinin doğru olduğu anlaşıldığından usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yapılan istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE oy birliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 23/01/2016 tarihinde davacılar desteği . . . . sevk ve idaresindeki . . . . plaka sayılı araç ile geçirmiş olduğu çift taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiği, kaza tarihi itibariyle ilgili aracın, davalı . . . şirketi nezdinde 31/12/2015 başlangıç tarihli 31/12/2016 bitiş tarihli bir yıllık ZMSS kapsamında sigortalı olduğu, dosya kapsamından, ölenin % 100 asli tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin 12. fıkrasında beş bin TL'nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, beş bin TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, kırk bin TL'nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Davacılar vekilince ıslah dilekçesi ile her bir davacı için talep edilen ve İtiraz Hakem Heyetince reddine karar verilen, uyuşmazlık konusu miktarlar her bir davacı için ayrı ayrı dikkate alındığında, verilen karar, davacı . . . için 5684 sayılı Kanun'un 30/12. maddesi gereğince kesin niteliktetir. Bu nedenle davacı . . . yönünden istinaf başvurusunun 5684 sayılı Kanun'un 30/12. maddesi ile HMK'nın 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Somut olayda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin tanzim tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonradır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik) Yeni Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, Türk Ticaret Kanunu'nun 1425. maddesine göre, sigorta poliçesi genel ve özel şartları içerecek şekilde düzenlenmelidir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri ZMS sigortasının teminat kapsamı dışında kalan halleri arasında sayılmıştır. Bunun doğal sonucu olarak yeni genel şartlar yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanabilecektir. (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 6. (d) ) Buna göre işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile ölüm nedeniyle desteğini yitiren kimselere destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun yansıtılamayacağına ilişkin HGK’nın T. 15. 6. 2011, E. 2011/17-142 ve 2011/411 K.; T. 22. 2. 2012, E. 2011/17-787 ve K. 2012/92; T. 16. 01.2013, E. 2012/17-1491 ve K. 2013/74 Sayılı kararlarının bu tarihten sonraki olaylara emsal olarak uygulanması olanağı kalmamıştır. (17 HD. 31. 10. 2017, 2017/1541 E. 2017/9897 K.) Bu nedenlerle; istinaf başvurusunun esastan reddine oy birliği ile karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak açılan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından Güvence Hesabı'nın sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçeler kapsamında dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği sürücü . . . sevk ve idaresindeki araç ile 06/07/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacıların destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından "Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Gerekçe uyarınca usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/10/2018 gün ve 2018/187 E, 2018/982 K. sayılı kararına karşı istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. Taraflar arasında davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 13/11/2015 bitiş tarihi ise; 13/11/2016 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan . . . . plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan . . . . tam kusuru neticesinde 27/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan eşin üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği . . . sevk ve idaresindeki . . . . plaka sayılı araç ile 27/06/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında kendi aracının altında kalarak öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 13/11/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü desteğin kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakları olmadığı düşünülmeden "Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" davacının başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; verilen kararın kaldırılarak, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 21/09/2017 tarih ve 2017/İ. 3505-2017/İHK-3643 sayılı kararına karşı yapılan istinaf talebinin yukarıda gösterilen nedenlerle KABULÜNE, Davacı . . . . tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle açılan davanın REDDİNE KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazası soncunda meydana gelen ölüm olayı nedeniyle açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf nedenleri ve kapsamına, dosya arasındaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle; 27/10/2013 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3. kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmadığına göre; mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden; yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddiyle,aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerekmiştir. Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05. 01. 2017 gün ve 2014/1537-2017/15 sayılı kararına yönelik olarak davalı . . . A. Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE oy birliğiyle karar verildi.
Somut olayda; davacının desteği sürücü . . . sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 06/01/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 28/12/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakları olmadığı düşünülmeden "Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" . . . başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; İtiraz Hakem Heyetince . . . yönünden verilen kararın kaldırılarak, davacı . . . destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir (HMK. m. 353/1-b/2). Gerekçe uyarınca; 1) Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 18/10/2017 tarih ve 2017/İ. 4060-2017/İHK-4046 sayılı kararına karşı yapılan istinaf talebinin yukarıda gösterilen nedenlerle KABULÜNE, 2- Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 18/10/2017 tarih ve 2017/İ. 4060-2017/İHK-4046 sayılı kararının KALDIRILMASINA, destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle açılan davanın REDDİNE, oy birliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak açılan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığına; 18/04/2011 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazası sonucunda ölen sürücü destek . . . olayın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğunun belirlenmiş olmasına rağmen, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağının belirgin bulunmasına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde dahi üçüncü kişi durumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin davalı sigorta şirketi nezdinde tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda, kazanın oluş tarihi ve Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları dikkate alındığında, bir duraksama bulunmadığına; bu durumda üçüncü kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından Türk Borçlar Kanunu'nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş olmasına; kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunan desteğin emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu ve bu nedenle belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de, tam kusurlu bir kişinin kendi kusuruna katılması düşünülemeyeceği gibi, varsa bile bu yöndeki kusurun da kazanın oluşumundaki kusur gibi, destekten yoksun kalan ve 3. kişi konumunda bulunan davacılara yansıtılamayacağına göre; usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 18/09/2017 gün ve 2017. İ /2588 E. 2017/İHK-3563 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE oybirliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında, davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 03/07/2015, bitiş tarihi ise 03/07/2016 bulunan ZMS sigorta poliçesi ile sigortalı olan . . . . . plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan . . . . . tam kusuru neticesinde 10/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda ölenin desteğinden yoksun kalan davacı eşin üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlı bulunduğuna göre, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesine, Yargıtay Özel Dairesinin benzer konudaki içtihadları ile Dairemizin yerleşmiş uygulamaları da gözetildiğinde, herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE oy birliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında, davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 28/07/2015, bitiş tarihi ise 28/07/2016 bulunan ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olan . . . plaka sayılı araç sürücüsü bulunan . . . tam kusuru neticesinde 05/05/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan davacının üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendilerine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve 26/04/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri ile (i) bendi, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği sürücü . . . sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 05/05/2016 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 28/07/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Ölen . . . araç sürücüsü bulunduğundan üçüncü kişi olarak kabûl edilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . ın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Poliçenin düzenlendiği tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacıların destek tazminatı talep etme hakları bulunmadığından (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 tarih ve 2016/14573-2017/6035 sayılı emsal içtihadı); mahkemece, talebin reddine ilişkin olarak verilen kararda usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön tespit edilememiş olup, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun REDDİNE oy birliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak açılan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından Güvence Hesabı'nın sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçeler kapsamında dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılıKarayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde , destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacıların desteği sürücü . . . sevk ve idaresindeki araç ile 06/07/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacıların destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından "Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/10/2018 gün ve 2018/187 E. , 2018/982 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.
Somut olayda; davacıların desteği sürücü . . . 'ın sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 18/03/2016 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 25/01/2016 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Ölen . . . araç sürücüsü konumunda bulunduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . 'ın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre "Yargıtay 17. hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı"; yazılı olduğu şekilde mahkemece davacıların destek tazminatı talep etme hakları olmadığı görüşünden alınarak, davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir. (HMK. m. 353/1-b/1). Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, oy birliğiyle karar verildi.
Dava, trafik kazası soncunda meydana gelen ölüm olayı nedeniyle açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf nedenleri ve kapsamına, dosya arasındaki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle; 27/10/2013 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3. kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmadığına göre; mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilemediğinden; yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddiyle, aşağıdaki biçimde karar verilmesi gerekmiştir. Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05. 01. 2017 gün ve 2014/1537-2017/15 sayılı kararına yönelik olarak davalı . . . A. Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı . . . şirketi nezdinde başlangıç tarihi 13/10/2015 olan bitiş tarihi ise; 13/10/2016 bulunan 0001-0210-13075373 no'lu ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan 15 HP 607 plaka sayılı aracın sürücüsü ve işleteni bulunan . . . . . 'nın tam kusuru neticesinde 20/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan eş . . . 'nın üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerini talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde , destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği sürücü-işleten . . . . ın'nın sevk ve idaresindeki . . . . plaka sayılı araç ile 20/10/2015 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı . . . şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 13/10/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Ölen . . . araç sürücüsü ve aynı zamanda da işleten konumunda bulunduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü-işleten Mehmet Özyalçın'ın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı ile cenaze ve defin giderlerini talep etme hakkı bulunmamaktadır. "Yargıtay 17. hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" Açıklanan nedenle . . . 'ın başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HMK. m. 353/1-b/2 hükmü uyarınca düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir. Gerekçe uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik istinaf itirazlarının KABULÜNE, 6-İstinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 25/10/2016 gün ve 2016/İ. 2787 - 2016/İHK-2831 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Başvuru sahibi . . . 'ın talebinin REDDİNE, oy birliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 06/07/2015 olan bitiş tarihi ise; 06/07/2016 bulunan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan . . . plaka sayılı aracın sürücüsü . . . 'ın tam kusuru neticesinde 24/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan eş . . . 'ın üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği sürücü . . . 'ın sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 24/08/2015 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 06/07/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . 'ın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından "Yargıtay 17. hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" davacı vekilinin başvurusunun mahkemece reddi kararı doğrudur. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/01/2018 tarih ve 2016/74 E. , 2018/40 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE oy birliğiyle karar verildi.
Somut olayda; davacının desteği araç maliki ve sürücüsü . . . 'un sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 20/11/2015 tarihinde direksiyon hakimiyetini kaybeder yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Güvence Hesabının sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Ölen . . . 'un araç sürücüsü aynı zamanda işleten konumunda olduğundan 3. kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . 'un kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacıların destek tazminatı talep etme hakları olmadığından "Yargıtay 17. hukuk Dairesi 29/05/2017 tarih ve 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Usul ve yasaya uygun olan mahkeme kararına karşı istinaf isteminin HMK. 353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE oybirliğiyle karar verildi.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı . . . şirketi nezdinde başlangıç tarihi 25/03/2016 olan bitiş tarihi ise; 25/03/2017 bulunan . . . no'lu ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan . . . plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan . . . tam kusuru neticesinde 10/04/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan baba . . . 'ın üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A. 1 ve A. 3 maddesi, A. 5 maddesinin (ç) bendi ve yine A. 6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir. Somut olayda; davacının desteği sürücü . . . ın sevk ve idaresindeki . . . plaka sayılı araç ile 10/04/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı . . . şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 25/03/2016 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A. 3 maddesine ve A. 5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Bundan ayrı yine genel şartların A. 6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü . . . ın kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakkı bulunmamaktadır. "Yargıtay 17. hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı" Açıklanan itiraz hakem heyeti kararına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE, Başvuru sahibi davacı . . . 'ın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebinin REDDİNE, vekalet ücretinin 1/5'i olan davalı … şirketine verilmesine, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.