Gemilere Uygulanan İdari Para Cezalarının Yasal Dayanağı:
Gemilerden kaynaklanan deniz kirliliğinde uygulanacak idari para cezaları 2872 sayılı Çevre Kanunun 20. maddesi (ı) bendinde 4 alt bent halinde düzenlenmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunun 20/(ı) maddesine göre[1]:
“Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve yargılama yetkisine tabi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda, tabii veya suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda;
Çevre Kanuna göre Tehlikeli madde ve atıkların deşarjı durumunda uygulanacak idari para cezaları, petrol ve türevleri kategorisi esas alınarak on katı olarak verilir.
Gemilere Para Cezası Uygulanmasının Şartları:
Çevre Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince idari para cezası uygulanabilmesi için iki temel şartın bulunması zorunludur. Bunlar:
İdari Para Cezası ancak bu iki şartın varlığı halinde uygulanabilecektir.
Kirletme Fiillerinin Tekrarı Halinde Cezaların Artırılması:
Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin işlenmesinden itibaren üç yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve müteakip tekrarında iki kat artırılarak verilir.
Kirliliğin oluşmasını müteakip gemi veya deniz aracının kendi imkanları ile neden olduğu kirliliği giderdiğinin tespit edilmesi durumunda, bu kez idari para cezası 1/3 oranında uygulanacaktır.
Türk Gemilerinin Yabancı Ülke Sularında Kirliliğe neden Olması:
Tabii ki, yabancı ülkenin deniz alanlarında Türk Bayraklı gemilerin kirliliğe yol açması halinde bu ülkelerin mevzuatı uygulanır. Ancak Çevre Kanuna göre, yabancı devlet egemenliği altındaki sularda bu devletlerin mevzuatının Türk bayraklı gemiler tarafından ihlali durumunda, ilgili devletin ceza uygulamaması ve Türkiye'nin cezalandırmasını talep etmesi durumunda Çevre Kanunu hükümlerinin uygulanacaktır.
İdari Para Cezalarının Uygulanma Usulü:
Deniz kirliliğinin tespiti ve idari para cezalarının ne şekilde uygulanacağı ise; “Çevre Kanununa Göre Verilecek İdari Para Cezalarında İhlalin Tespiti Ve Ceza Verilmesi İle
Tahsili Hakkında Yönetmelik” ile düzenlenmiştir.
İdari Para Cezalarını Uygulayacak Makamlar:
2872 Sayılı Kanunun 12. maddesine göre; bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığına aittir. Ancak gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanuna göre belirlenen denetleme görevlilerine (…)[3] devredilebilmektedir.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar:
1-) Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden ve faaliyetten men edilmektedir.
Kanunda yere alan; “Banka teminat mektubu veya geminin bağlı olduğu kulüp sigortacısı tarafından düzenlenecek teminat mektubu teminat olarak kabul edilir.” hükmüne rağmen uygulamada gemilerin P & I Kulüplerinin düzenlediği teminat mektupları kesinlikle kabul edilmemektedir. Kirlenme cezası uygulayan idareler kirlenme durumunda sadece cezanın nakden ödemesi ya da banka teminat mektubu verilmesi halinde geminin seferine izin vermektedir. Bu ise uygulamada ciddi güçlüklere neden olmaktadır.
2-) Bir diğer güçlük yeterli sayı ve nitelikte gemiden ve deniz ortamından alınan numunelerin analizini yapacak laboratuarlarının bulunmayışıdır. Örneğin İstanbul’da tüm analizler cezayı uygulayan idarenin kendi laboratuarında yapılmaktadır ki bu doğru bir çözüm değildir. Ayrıca, kanunda sayılan ve denizde kirliliğe neden olan maddelerin farklı kategoriler halinde belirlenmesine rağmen analiz, kirletici maddenin niteliğine uygun bir şekilde değil, genel atık kategorisine göre her türlü maddenin analizi aynı yöntem ve kriterlerle yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan analiz neticesinde elde edilen verilerin ise sağlıklı bir değerlendirmeye esas alınamayacağı açıktır.
3-) Çevre Kanununa Göre Verilecek İdari Para Cezalarında İhlalin Tespiti Ve Ceza Verilmesi İle Tahsili Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince idari para cezası uygulanabilmesi için; numunelerin laboratuar analizinin yaptırılması ve alınan numunelerin kirletici madde içerip içermediğinin kontrol edilmesi gerekmektedir. İdari yaptırım kararı ancak bundan sonra verilebilir. Halbuki uygulamada idareler numuneleri laboratuara gönderip, tahlil neticesini beklenmeksizin para cezası uygulamaktadır.
4-) Kanunda kirletici maddeler belirtildiği halde uygulamada gemiden denize dökülen her türlü maddeye ceza uygulanması yönünde bir teamül gelişmiştir.
5-) Türkiye, (MARPOL 73/78)’ye 24/6/1990 tarihinde taraf olmuştur. Bu Sözleşme ile petrol ve diğer zararlı maddelerle deniz çevresinin kasıtlı olarak kirlenmesini en aza indirecek tedbirlerin alınması ve buradan hareketle kurallar ve düzenlemeler getirilmesi amaçlanmıştır. MARPOL 73/78 Sözleşmesinin I No’lu eki ile petrol ile deniz kirlenmesini önleyici kurallar getirilmiştir. Özellikle, tankerlere uygulanan idari para cezaları bakımından yasal mevzuatımızın MARPOL Sözleşmesiyle uyum halinde olmadığı görülmektedir.
Sonuç olarak, çevre özellikle de deniz çevresi ülkemiz bakımından hayati bir öneme sahiptir. Tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi deniz alanlarımızın korunması için gereken tüm önlemlerin alınması gerekli, hatta zorunludur. Ancak, bu koruma yapılırken profesyonel bir anlayışın geliştirilmesi, mevzuatımızın uluslar arası sözleşmeler ile uyumlaştırılması, hukuka uygun davranılması, adil olmayan ve hakkaniyete aykırı uygulamaların bir an evvel terk edilmesi ülkemiz ve denizcilik sektörümüz bakımından büyük önem arz etmektedir.
[1] Kanundaki para cezaları en son 31.12.2019 tarihinde 2872 Sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ (2019/1) ile artırılmış olup, yeni tutarlar parantez içerisinde gösterilmiştir.
[2] 2872 S. Kanun m. 20/ı(1), (3) ve (4), 29/11/2018 T. 7153 S. Kanun m. 5 ile değiştirilmiştir.
[3] Bu fıkrada yer alan “veya Bakanlıkça uygun görülen diğer kurum ve kuruluşlara” ibaresi; Anayasa Mahkemesi’nin 15/1/2009 tarihli ve E. 2006/99, K. 2009/9 sayılı Kararıyla iptal edilmiştir.