1976 Tarihli Sözleşme İle Bu Sözleşmeyi Değiştiren 1996 Tarihli Protokolün Yürürlüğe Girmesi:
1976 tarihli Deniz Alacaklarına Karşı Sorumluluğun Sınırlandırılması Hakkındaki Sözleşme (Convention on Limitation of Liability for Maritime Claims, 1976 (LLMC) 01 Aralık 1986 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeye bugüne kadar 52 devlet taraf olmuştur. Bakanlar Kurulu’nun 28/02/1980 tarih ve 8/495 sayılı kararı ile 1976 tarihli Sözleşmeye taraf olunması kararlaştırılmıştır[1]. 1976 LLMC 01 Temmuz 1998’den beri Türkiye bakımından yürürlüktedir.
1976 tarihli LLMC'yi değiştiren ve sınırlama fon miktarlarını artıran[2] 1996 tarihli Protokol (Protocol Of 1996 to Amend the Convention On Limitation Of Liability For Maritime Claims, 1976) ise halihazırda dahil 38 devlet tarafından imzalanmış ve 13 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir[3]. Protokol AB üyesi devletlerce de ekseriyetle kabul edilmiştir.
LLMC (1976/1996) İle Getirilen Düzenleme:
1976 LLMC, gemi sahibine (shipowner), işletene (operator), yönetene (manager), çarterere (charterer), kurtarma ve yardım faaliyetleri ile doğrudan bağlantılı hizmetleri gören kişilere (Salvor), bunların çalışanlarına ve mali mesuliyet sigortacısına (Insurer) Sözleşmede yer alan sınırlamaya tabi alacaklar bakımından benzer şekilde sorumluluğunu sınırlama hakkı vermektedir.
Sınırlamaya tabi deniz alacakları:
Sınırlamaya tabi alacaklar: Gemide veya geminin işletilmesi yahut kurtarma ve yardım faaliyetleri ile doğrudan ilgili olarak meydana gelen ölüm, yaralanma, -liman tesisleri, havuzları, seyrüsefere elverişli su yolları ve seyir yardımcı tesislerinin maruz kaldıkları zararlar dahil olmak üzere- her türlü eşya hasarı ve sair bütün zararlardan doğan alacaklar; deniz yolu ile yapılan yük, yolcu ve bagajlarının taşınmasında oluşan gecikmeden ileri gelen bütün zararlardan doğan alacaklar; sözleşme dışında herhangi bir hakkın ihlalinden kaynaklanan ve geminin işletilmesi yahut kurtarma ve yardım faaliyetleriyle doğrudan ilgili olarak meydana gelen diğer bütün zararlardan doğan alacaklar; batmış, enkaz haline gelmiş, oturmuş; veya terk edilmiş bir geminin, içinde bulunan veya bulunmuş olan şeyler de dahil olmak üzere, yüzdürülmesi, kaldırılması, imha edilmesi veya zararsız hale getirilmesinden doğan alacaklar; gemi yükünün imhası veya zararsız hale getirilmesinden doğan alacaklar; sorumlu şahsın bu sözleşme hükümleri uyarınca sorumluluğunu sınırlayabileceği bir zararı önlemek veya azaltmak için aldığı tedbirler ve bu tedbirlerin sebep oldukları başkaca zararlar yüzünden sorumlu şahıstan başka bir kimse tarafından ileri sürülen alacaklardır. Bu alacaklar, rücu hakkına veya bir garantiye veya sözleşme veya sözleşme dışı bir davaya konu olsalar bile sorumluluğun sınırlanmasına tabidirler.
Sınırlamaya tabi olmayan alacaklar:
Sınırlamaya tabi olmayan, bir diğer deyişle sınırlama dışında bırakılmış olan alacaklar ise: Kurtarma ve yardım alacakları ile müşterek avarya garame alacakları; petrol (Hidrokarbon) kirliliğinden ileri gelen zararlardan doğan alacaklar; nükleer zararlardan sorumluluğun sınırlanmasını düzenleyen veya yasak eden bütün milletlerarası sözleşmeler veya milli kanunlara tâbi olan alacaklar; nükleer gemi sahibine karşı nükleer zararlardan doğan alacaklar ile gemi sahibi veya yardımda bulunan ile çalışanları arasında imzalanan hizmet sözleşmesini düzenleyen kanun hükümlerine göre gemi maliki veya yardımda bulunanın söz konusu alacaklara karşı sorumluluğunu sınırlama hakkına sahip olmadığı alacaklardır. Sınırlamaya tabi alacakların oluşumuna kasten veya ağır kusurla sebep olan kişiler de sınırlama hakkına sahip değildirler.
Zorunlu LLMC Sigortası:
Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 23 Nisan 2009 tarih ve 2009/20/EC sayılı direktifi ile gemisahiplerinin deniz alacakları bakımından sigortalanması, bu yükümlülüğe uymayan gemilerin ise seferden alıkonması öngörülmüştür. Bu direktif savaş gemilerine, yardımcı gemilere ve devlete ait veya ticari amaç dışında devlet tarafından işletilen gemilere uygulanmamaktadır. 28/05/2009 tarihinde yürürlüğe giren Direktif gereğince, üye devletlerin 01/01/2012 tarihine kadar mevzuatlarında bu konuda gerekli düzenlemeyi yapmaları ve komisyona bilgi vermeleri gerekmektedir. AB uyum yasaları çerçevesinde ülkemizde de “Deniz Alacaklarına İlişkin Gemilerin Sigortalandırılması Ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır[4]. Yönetmelik 10. madde gereğince 01/07/ 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
Yönetmeliğin amacı; 300 GT ve üzerindeki Türk Bayrağı taşıyan gemiler ile bayrağına bakılmaksızın Türk deniz yetki alanında bulunan liman tesislerine gelen veya bu liman tesislerinden ayrılan gemilerin deniz alacaklarına ilişkin sigortalandırılması ile ilgili yükümlülükler ve denetimlere yönelik usul ve esasları belirlemektir.
Yönetmeliğin 5. maddesine göre; Türk Bayrağı taşıyan gemilerin, donatanları tarafından deniz alacaklarına karşı bir koruma ve tazmin sigortası (P&I Insurance) ile sigortalanmak ve bu Yönetmelik kapsamındaki liman tesislerine gelen tüm gemiler de aynı şekilde deniz alacaklarına karşı geçerli bir koruma ve tazmin sigortasına sahip olmak zorundadır. Koruma ve tazmin sigortası, 1976 Konvansiyonu ve 1996 Protokolü çerçevesinde sınırlandırmaya bağlı olarak deniz alacaklarını kapsar ve her bir olay başına herhangi bir gemi için sigorta miktarı, 1976 Konvansiyonunun 1996 Protokolünde belirlenen şekilde sorumluluğun sınırlandırılması için karşılık gelen azami miktara eşit olur.
Liman tesislerinde bulunan gemilerde, bu sigorta poliçesi aslının gemide bulunduğu ve geçerli olduğu liman başkanlıkları tarafından her zaman kontrol edilebilecektir. Sigorta poliçesinin gemide bulundurulmaması halinde, Müsteşarlık ve ilgili bayrak devleti haberdar edilmek kaydıyla liman başkanlığı tarafından gemi liman tesisinden uzaklaştırılabilecektir. Ayrıca, Liman tesisleri sınırlan içerisinde, herhangi bir sebepten dolayı sigorta poliçesi battal olmuş gemilere, donatanları tarafından bu Yönetmeliğin hükümleri gereğince yeniden koruma ve tazmin sigortası yaptırılır ve liman tesisinden ayrılmadan ve Türk karasularını terk etmeden önce poliçelerinin bir suretinin Türkiye'de mukim bir gemi acentesi vasıtasıyla en yakın liman başkanlıklarına talep halinde ulaştırılmaması, sigorta bildirim zorunluluğuna uyulmaması ve sigorta poliçesinin gemide bulundurulmaması hallerinde, Limanlar Kanununun 11. maddesi gereğince liman başkanı tarafından beşyüz Türk Lirasından yirmibin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilecektir.
[1] 4/6/1980 tarih ve 17007 sayılı RG. Katılma işlemleri ancak 06/03/1998 tarihinde tamamlanabilmiştir.
[2] 2.000 tonu geçmeyen bir gemi için 2 milyon hesap birimi; 2.001 den 30.000 tona kadar beher ton için 800 hesap birimi; 30.001 den 70.000 tona kadar beher ton için 600 hesap birimi; ve 70.000 den yukarı beher ton için 400 hesap birimidir. (Hesap birimi, Milletlerarası Para Fonu tarafından tarif olunan Özel Çekme Hakkı (SDR)'dır.)
[3] Türkiye 1996 tarihli Protokole katılma belgesini Sözleşme'nin enkaz kaldırma ve HNS kirlenmesine uygulanmayacağına ilişkin çekince ile 19 Temmuz 2010 tarihinde Genel Sekretere sunmuştur. Böylece LLMC 1996, 17 Ekim 2010 tarihinden itibaren Türkiye bakımından da yürürlüğe girmiştir.
[4] 14/11/2010 tarih ve 27759 sayılı R.G.